26 Eylül 2016 Pazartesi

GÜLLÜK FACİASI VE İŞ GÜVENLİĞİNİN ÖNEMİ!

17 Haziran 2013 tarihinde, Güllük’te, Tepe-Akfen firması tarafından işletilen arıtma tesisindeki metan gazı zehirlenmesi sonucunda, 7 işçi hayatını kaybetmişti. İş güvenliği önlemlerinin alınmamasıyla 7 vatandaşımızın hayatın kaybetmesi, büyük üzüntü yaratmış; herkes tarafından, “böyle basit ölümler olmamalıydı!” yorumlarının yapılmasına neden olmuştu.

Olayla ilgili ilk bilirkişi raporu şöyleydi: “Facianın meydana geldiği ikinci kuyuda biriken kaba pisliklerin üçüncü kuyuya geçmesini önlemek için kullanılan elevatöre ait iki adet demir ayak bağlantısının kırılıp yerinden çıktığı, kumanda panosu içindeki düğme ve bağlantıların paslandığı belirlendi. İncelemelerde binada ve çevrede ikaz levhası bulunmadığı, kuyuda risk analizi yapılmadığı, kapalı kaplara girecek personele eğitim verilmediği ortaya çıktı. Ortamın gaz analizinin, gaz-patlayıcı ortam ölçümleri ve havalandırma sistemi ve kontrollerinin yapılmadığı, kapalı ortam çalışma izni olmadığı, gazlar artınca personeli uyaracak bir alarm sistemi bulunmadığı kaydedildi. Ayrıca işçilere gaz maskesi, gaz ölçüm aleti, oksijen tüpü ve şahsi koruyucu donanımların verilmediği, hiçbir maktulün iş güvenliği eğitimi almadığı ifade edildi.”(CHA,  23.9.2013)

17 Ocak 2014 tarihli Milliyet’te, Arif Balkan’ın, “Milas’ta ölen işçiler tali kusurluymuş” başlıklı haberi yer aldı. Haberdeki ifadeler şöyle:
“Savcılığa ulaşan bilirkişi raporuna taraflar itiraz etmiş, kusur oranları belirlenmediği için yeni bir bilirkişi raporu talep edilmişti.  O rapor 14 Aralık’ta savcılığa ulaştı. Dört bilirkişinin hazırladığı raporda, arkadaşlarını kurtarmak için sırayla kuyuya inen 6 işçi, ‘herhangi bir önlem alınmadan, hayatlarını riske ettikleri için tali kusurlu bulundu. İlk raporda 7 işçiye kusur bulunmamıştı. Raporda işçileri kurtarmak için kuyuya inen isimlerden işletme müdürü Mustafa Öztürk ile AKFEN yönetim kurulu üyeleriyle genel müdür Ahmet Tuna Ozaner asli kusurlu bulundu. Ölen işçi ailelerinin avukatlarından Erbay Yucak, ‘Kuyuda can veren arkadaşlarına yardım etmek isterken hayatını kaybeden işçiler kusurlu bulunmuş. Tali kusur bile olsa bu doğru değil. Asıl kusur, iş güvenliği tedbirlerinin alınmaması, eğitim verilmemesi, işçiye ekipman sağlanmamasıdır. Rapora tekrar itiraz edeceğiz’ dedi.”

Milas’ın Güllük beldesinde yaşanan bu acı olay, işyerlerinde iş güvenliği tedbirlerinin alınmasının ne kadar önemli olduğuna dikkat çekmişti. İş Güvenliği son yıllarda önem kazandı, işyerlerinde iş kazaları ve buna bağlı yaralanma ve ölümlerin olmaması için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından gerekli çalışmalara hız verildi. 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Yasasıyla işyerlerinde işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanlarının çalıştırılması veya dışarıdan bunlardan hizmet alınması zorunlu hale getirildi. Az Tehlikeli, Tehlikeli ve Çok Tehlikeli sınıflarda bulunan işyerlerinin, mutlaka işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanından hizmet alması gerekiyor. Bu uzmanlar, iş yerlerinde, işçilere güvenli çalışma konusunda her ay belli sürelerle eğitim vermek ve ayrıca işverenden iş güvenliği konusundaki eksiklerin giderilmesini bildirmek zorundalar. 

1 Ocak 2014 tarihinden itibaren en az 50 işçi çalıştıran işverenler, kadrolu işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanı çalıştırmakla yükümlü. Ayrıca bir işçi çalıştırsa dahi, bir işveren, işyerinde, iş riski analizi ve acil eylem planı raporu hazırlatmak zorunda… Amaç güvenli çalışma ortamlarının yaratılması, yaralanmalı-ölümlü yeni iş kazalarının yaşanmaması veya en aza indirgenmesi…

Nevzat Çağlar Tüfekçi
İş Güvenliği Uzmanı(A)
isgveinsan@gmail.com


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder